Avesta
Özet
Uzun zamandır yağan karın altında sokaklarda dolaşmaktan yoruldu Avesta.
Hava soğuktu, üşüyordu, acıkmıştı, yorgundu ama belki Ahmet’e rastlarım
umuduyla yer yer insan beline ulaşan kalınlıkta karla kaplı şehrin caddelerinde
dolandı. Yorulunca sırtını beyazlara bürünmüş bir çam ağacının gövdesine
dayayarak dinlendi. Tükenmişti artık, ne yapacağını, nereye gideceğini Ahmet’i
nerede arayacağını bilemiyordu. Söküp atamadığı bir korku, öfke, ağırlık
davetsiz bir misafir gibi yüreğinin ortasına çökmüştü. Günün ilerlemesiyle hava
soğuyor kar şiddetleniyordu. Üzerinde birikmiş karı temizledi. Eve gidip yanan
sobanın kenarında uyumak, yüreğine çökmüş bu korkudan ağırlıktan kurtulmak
istiyordu ama yapamıyordu. Biraz daha aramak istiyordu Ahmet’i. Yüreğini kaplamış
bu sıkıntıyla korkuyla eve gittiğinde uyuyacağından emin değildi. Caddede gelip
geçenlere bakarken her an saldırıya uğrayacakmış gibi tetikte bekleyen bir
ceylan gibi ürkekti. Dikkatli olmalıydı. Dışarı çıkması bir hataydı ama evde
kalamamıştı.