Özet
Başlangıçta koku biraz zorluyordu.
Kanıksadım ama. Hatta seviyorum artık bu kokuyu. Yanık gibi. Hayatın gerçek
kokusu. Şehir çöplüğü gibi kokuyor diyesim var fakat burası zaten şehir
çöplüğü. Beş aydır burada yaşıyorum. Tamı tamına dört ay on sekiz gün. Duvara
astığım kocaman bir kartonum var, her gün için bir çentik atıyorum üzerine,
mahpuslar gibi. Çok rüzgar olduğunda duvardan düşüyor. “Evim” günün birinde
tümden uçup giderse şaşırmam.
Selahattin Demirtaş, bu yeni
öykülerinde okurlarını benzersiz bir seyrana çıkarıyor: İstanbul çöplüğünden
adliye koridorlarına, lüks villalardan vergi dairelerine, ıssız adalardan
tımarhanelere uzanan; yer yer bilimkurgu ya da absürt komediye bürünen; yanlış
anlamalarla, gıllıgışlı ihanetlerle, harika fantezilerle örülü; insan ruhunun
gizemli dehlizlerinde acı ve tatlı kahkahalar attıran düşsel bir cümbüş.
Kemerlerinizi bağlayın…