Huzursuzluğun Kitabı
Kitap Açıklaması
20. yüzyıl Portekiz edebiyatının
büyük ismi Fernando Pessoa, sağlığında yayınlanan yapıtları olduysa da, esas
olarak ölümünden sonra, yazılarını topladığı sandığın bulunmasıyla ün kazandı.
Yaklaşık 27 bin sayfaya yayılan, farklı türlerde eserler veren yazar, bunların
büyük bir kısmını kendi adıyla değil, birer yaşamöyküsüyle, kişilikle, hatta
edebi duruş ve tarzla donattığı 70 ayrı kurmaca yazarın, dışkimliğin adıyla
imzalamıştı; kötü bir Portekizce’yle ilkel doğa şiirleri yazan Alberto Caeiro,
pagan dinlere inanan hekim Ricardo Reis, "içinde bir Yunan şairi
barındıran Whitman" diye tarif edilen Alvaro de Campos gibi... Bu kurmaca
yazarlardan biri olan Bernardo Soares, Pessoa’nın "yarı-dışkimlik"
olarak nitelediği, ona çok yakın bir karakterdi ve Huzursuzluğun Kitabı’nın
yazarı olarak yaratılmıştı. Soares, gündüzleri bir kumaş mağazasında çalışan,
geceleri yağmurun sesinde, ayak seslerinde yalnızlığını duyumsayan bir
Lizbonluydu.
Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin kendi hayatını anlattığı bir roman
olarak görülebilir; ancak yazarla kahramanı sık sık birbirinin yerine
geçtiğinden, Pessoa’nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşünceleri
döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı olarak da kabul
edilebilir. Pessoa bu kitap üzerinde 1913’ten itibaren çalışmaya başlamış,
ölümüne dek parça parça yazmaya da devam etmişti. Sandık açıldıktan sonra,
dağınık metinler bir araya getirilmeye başlandı ve 1982’de Portekiz’de yapıt
ilk kez olarak basıldı; daha sonra, yeni bulunan parçaların eklenmesi ve
elyazmalarında yanlış okunmuş yerlerin düzeltilmesiyle yeni basımlar yapıldı.
Dünyayı seyretmekle yetinmek isteyen, eylemsizliği en yüce erdem ve gerçek
yaşam olarak gören Soares, Pessoa için belki de dünyanın ve yaşamanın ne
olduğunu gösteren bir perdedir. Huzursuzluğun Kitabı aynı zamanda, bir
edebiyatçının ulaşmak istediği yapıtla kâğıda dökebildiklerinin arasındaki
mesafedir de; hayal edilenin soluk, titrek bir sureti, gölgesi olarak kalmaya,
kusurlu olmaya mahkûmdur; tıpkı bütün kitaplar ve bütün çeviriler gibi.