Kürt Tarihi 2
2. SAYI EDİTÖR YAZISI
Kürtler ve Kürdistan tarihi zamanları tecrübe ediyor. Osmanlı Kürtlerini üç
ulus devletin mensubu kılıp, uzun vadede tarihe gömmeye niyet eden 1. Dünya
Savaşı sonrası statüko, 2003’te Irak’ta aldığı ilk darbeyi hazmedemeden ikinci bir
darbe aldı; üstelik pek de beklenmedik bir yerden, Suriye’den. Irak Kürtlerinin
ardından ‘özgürleşme’ sırası Suriye Kürtlerine gelmiş görünüyor.
Suriye Kürtlerinin ‘özgürleşme’ imkanlarını yokladığı günlere denk gelen ikinci
sayımızda mevzuya esastan dokunan bir yazı ne yazık ki yok. Şeyh Sait
ayaklanmasının ardından uzunca bir zaman Kürt siyasetinin önemli isimlerine ve
örgütlerine ev sahipliği eden Suriye’ye, Ahmet Serdar Aktürk’ün Celadet Âli
Bedirhan yazısında ve Hoybun’un kuruluşunu hatırlatan tarihte iki ay
bölümümüzde ancak kıyısından bucağından değinebildik.
Suriye Kürtleri ve Kürdistanı mevzuundaki eksikliğimizi sonraki sayılarda
telafi etmeyi ümit ederek ikinci sayıdaki yazılardan bahsedeyim. İlk sayıda
olduğu gibi, hem çok çeşitli, hem de çok önemli yazılar var ikinci sayıda.
Metin Yüksel’in Mela Enwer yazısı melalık kurumu üzerine önemli bir akademik
metin. Melalık ve melalar meselesini önümüzdeki sayılara taşımak niyetindeyiz.
Osmanlı’da Kürt tiyatrosu herhalde çok az kişinin haberdar olduğu bir mevzuydu.
Cafer Sarıkaya 1893 Şikago Dünya fuarında sahnelenen Kürt tiyatrosunu yazdı.
Yusuf Kılınç’ın ilk Kürt filmi Zerê yazısı da 1926’da çekilen Kürtlere dair ilk
filmin hikayesini aktarıyor.
Dergideki çok önemli bir başka yazı da Aziz Efendi ıslahatnamesiyle ilgili.
Önder Beyter ve Rêzan Ekinci’nin harika bir iş çıkarıp günümüz Türkçesine
çevirdikleri bu metin Osmanlı merkeziyle Kürt egemenleri arasındaki ilişkinin
dinamikliğini göstermesi açısından çok önemli. Mehmet Bayrak her zamanki enerjisi
ve cömertliğiyle Kürtlerin görsel hafızasını dergimize taşımaya devam ediyor.
Bu sayıda da Toros Kürtleri üzerine bol fotoğraflı bir yazısı var.
Bu sayıdaki söyleşimizde Nilay Özok’la Kürt tarih yazımı üzerine konuştuk.
Önemli tespitler içeren bu söyleşiden bir alıntıyla bitireyim: Kürt tarihi
tarihçilerini bekliyor. Kürt Tarihi dergisi de müstakbel yazarlarını...
MESUT YEĞEN