Londra’nın Son Kitapçısı
Kurte
Her şeye rağmen Grace
umutsuzluğa kapılmaz ve hemen iş aramaya başlar. Küçük bir kitapçıda iş bulur.
Tabii ki geçici bir süre için. Çünkü okuyan biri değildir ve edebiyat hakkında
hiçbir şey bilmiyordur. Dahası, kitabevi sahibi Bay Evans da ona pek sevecen
yaklaşmaz. Ancak Grace, tavsiye üzerine okumaya başladığı kitaptan sonra her
yeni kitapta sayfaların büyüsüne kapılmaya, karakterlerle birlikte hikâyelerde
var olma zevkini keşfetmeye başlar.
Şehir her gün
bombalanırken elektrik kesintileri ve hava saldırılarının uğultuları arasında
Grace, hikâye anlatmanın insanları birleştirme gücünü de fark eder; savaşın en
karanlık gecelerinde bile zafer kazanan bir güçtür bu. Kitaplarda gizlenen
umudu, savaşın karanlığı bile söndüremez. Çünkü kelimeler, bombalardan daha
güçlüdür.
“Londra’nın Son
Kitapçısı, kitapların, başımıza yıkılmak u¨zere olan dünyayı bir arada tutma
gücüne yazılmış bir aşk mektubu gibi. Kesinlikle tavsiye ederim.” -Karen
Robards